Vergi kaçırmakla suçlandı.
- He was accused of evading tax.
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
Tom haksız yere suçla itham edildi.
- Tom was unjustly accused of the crime.
Sami, Leyla'yı asla bir suçla itham etmedi.
- Sami never accused Layla of a crime.
Beni hiçbir şeyle suçlama.
- Do not accuse me of anything.
Sanık, hakkındaki iki suçlamadan beraat etti.
- The accused was acquitted on two of the charges.