to cease moving

listen to the pronunciation of to cease moving
English - Turkish

Definition of to cease moving in English Turkish dictionary

stop
eğlenmek
stop
konaklamak
stop
(Bilgisayar) durdurur

Lütfen beni izlemeyi durdurur musun? - Would you please stop following me?

Bana öyle bakmayı durdurur musun? - Would you stop looking at me like that?

stop
ara

Girişte bir araba durdu. - A car stopped at the entrance.

Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu. - A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.

stop
tapa

Bu tapa şişeye uymaz. - This stopper does not fit the bottle.

stop
mani olmak
stop
tevakkuf etmek
stop
durdurma

John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız. - John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.

Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük. - We thought it impossible to stop him.

stop
tıkamak
stop
durdurmak

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccups?

Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı. - Tom certainly made no attempt to stop the fight.

stop
bitmek
stop
önlemek
stop
durma

Benim bu saatim asla durmaz. - This watch of mine never stops.

Durmak istesemde duramadım. - Even if I had wished to stop, I couldn't.

to moving
hareketli
stop
{i} duraksama
stop
{f} savmak
stop
{i} stop etme
stop
{f} kesilmek
stop
{i} istasyon

Tren o istasyonda durmaz. - The train doesn't stop at that station.

Bir sonraki benzin istasyonunda duralım. - Let's stop at the next gas station.

stop
{i} mola; duraklama
stop
{i} duraklama
English - English
stop
to cease moving

    Hyphenation

    to cease mo·ving

    Turkish pronunciation

    tı sis muvîng

    Pronunciation

    /tə ˈsēs ˈmo͞ovəɴɢ/ /tə ˈsiːs ˈmuːvɪŋ/
Favorites