O tehlikeli bir kavis. Orada birçok kaza oldu.
- That's a dangerous curve. There've been many accidents there.
Bir gülümseme, her şeyi düzelten bir eğridir.
- A smile is a curve that sets everything straight.
Sen çan eğrisinin tepesindesin.
- You're on top of the bell curve.
O, virajsız uzun bir yoldur.
- It's a long road with no curves.
to curve a ball in pitching it.