to cause to move in continuous contact with a surface

listen to the pronunciation of to cause to move in continuous contact with a surface
English - Turkish

Definition of to cause to move in continuous contact with a surface in English Turkish dictionary

slide
slayt

Her kapının sal olarak kullanılabilecek çıkarılabilir bir slaytı vardır. - Each door has a detachable slide that can be used as a raft.

slide
sürgü

Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin. - You're too young to know what a slide rule is.

slide
kızak yapmak
slide
lam
slide
heyelan
slide
kıl
slide
{f} kay

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var. - In our park, we have a nice slide for children to play on.

slide
(Mühendislik) kızak

Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır. - Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.

slide
{f} (slid)
slide
{f} kaydırmak

Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır. - Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.

slide
{i} kayak yeri
slide
{i} kayma
slide
{i} patensiz kayma
slide
(isim) kayma, kayış, patensiz kayma, kızak yolu, kayak yeri, toprak kayması, heyelan, sürgü, kızak [müh.], slayt, dia, agraf, lâm, toka
slide
{f} akıp gitmek
slide
{i} mikros- kopta
slide
{i} dia, diyapozitif, slayt
slide
{i} lâm
English - English
slide
to cause to move in continuous contact with a surface

    Hyphenation

    to cause to move in con·ti·nu·ous con·tact with a sur·face

    Turkish pronunciation

    tı kôz tı muv în kıntînyuıs käntäkt wîdh ı sırfıs

    Pronunciation

    /tə ˈkôz tə ˈmo͞ov ən kənˈtənyo͞oəs ˈkänˌtakt wəᴛʜ ə ˈsərfəs/ /tə ˈkɔːz tə ˈmuːv ɪn kənˈtɪnjuːəs ˈkɑːnˌtækt wɪð ə ˈsɜrfəs/
Favorites