to cause to move in a curve

English - Turkish

Definition of to cause to move in a curve in English Turkish dictionary

Related Terms

curl

{i} bukle

O, saçlarını bukleleli tutar. - She keeps her hair in curls.

Saçımı bukle yapmak çok zaman alıyor. - Curling my hair takes a lot of time.

curl

{f} kıvırmak

curl

{i} kıvırma

curl

{f} kıvrılmak

curl

rotasyonel

curl

pürçek

curl

ondüle yapmak

curl

dolam

curl

bükülmek

curl

kıvrılarak/dönerek hareket etmek

curl

helezon

curl

kıvrım

curl

{f} kıvır

Bigudilerle saçını kıvırcık yaptı. - She curled her hair with curlers.

Papua Yeni Gine'de yaşayan birçok Melanezyalının çok kıvırcık saçları vardır, değil mi? - Most of the Melanesians living in Papua New Guinea have very curly hair, don't they?

curl

{f} kıvırcık olmak

curl

{i} büklüm

curl

{i} saç lülesi

curl

{i} lüle

curl

{f} bükmek

English - English

Definition of to cause to move in a curve in English English dictionary

curl

He picked the ball up about forty yards out on the left wing, left a trail of Arsenal defenders in his wake, and curled the ball round Geoff Barnett as he came right out into the far corner.

Turkish pronunciation

tı kôz tı muv în ı kırv

Pronunciation

/tə ˈkôz tə ˈmo͞ov ən ə ˈkərv/ /tə ˈkɔːz tə ˈmuːv ɪn ə ˈkɜrv/