to cause to happen

listen to the pronunciation of to cause to happen
English - Turkish

Definition of to cause to happen in English Turkish dictionary

set up
kurmak

Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız. - We have to pick a place to set up the tent.

Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor. - This looks like a good spot to set up camp.

set up
hazırlamak
set up
birisine tuzak kurmak
set up
düzen

Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz? - Why don't we set up a meeting for Monday.

Tom bir buluşma düzenlemek istiyor. - Tom wants to set up a meeting.

cause to happen
olmasına yolaç
set up
işe başlamak
set up
dikmek
set up
yerleştirmek
set up
{f} kur

Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi. - The University Administration decided to set up a branch campus in New York.

Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir. - The leader should know where to set up the tent.

set up
kurulum
set up
kurma

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu? - Does anybody here know how to set up a web server?

set up
ileri sürmek
set up
{i} kurgu
set up
(deyim) ileri sürmek,önermek
set up
(Fiili Deyim ) 1- başlamak 2- dikmek
set up
iyileştirmek
set up
maddi yardım sağlamak
set up
tuzak kurmak
set up
yükseltmek
set up
(deyim) tayin etmek
set up
(deyim) (sporda) rekor kırmak
English - English
set up

Even a minor change can set up new bugs.

to cause to happen

    Hyphenation

    to cause to hap·pen

    Turkish pronunciation

    tı kôz tı häpın

    Pronunciation

    /tə ˈkôz tə ˈhapən/ /tə ˈkɔːz tə ˈhæpən/
Favorites