to cause to exist; to call into being

listen to the pronunciation of to cause to exist; to call into being
English - Turkish

Definition of to cause to exist; to call into being in English Turkish dictionary

innate
{s} doğuştan

Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır. - Generosity is innate in some people.

Küçük çocukların bile neyin adil olduğu ve neyin olmadığı konusunda doğuştan gelen bir duyusu vardır. - Even small children have an innate sense of what's fair and what's not.

innate
{s} doğuştan olan
innate
doğuştan gelen

Küçük çocukların bile neyin adil olduğu ve neyin olmadığı konusunda doğuştan gelen bir duyusu vardır. - Even small children have an innate sense of what's fair and what's not.

innate
kalıtsal
innate
içkin

Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı. - The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.

innate
fıtri
innate
tabiatında olan
innate
yaratılıştan
innate
özünde olan
innate
(nitelik) doğuştan
innate
{s} irsi, kalıtsal
innate
yaradılıştan olan
innate
innatelydoğuştan olarak
innate
tanrı vergisi
innate
{s} allah vergisi
innate
tabii
innate
{s} doğal
innate
{s} (birinin) tabiatında/özünde olan
innate
innatenessdoğuştan olma
English - English
innate
to cause to exist; to call into being
Favorites