Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of to cause to descend, dunk in English Turkish dictionary
- dive
- {f} dalmak
Nehre dalmak istiyorum.
-I want to dive into the river.
İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
-Who wants to find pearls, has to dive deep.
- dive
- {f} atlamak
- dive
- {f} düşmek
- dive
- {i} atlama
- dive
- {f} azalmak
- dive
- (Havacılık) balıklama atlayış
- dive
- su altına dalmak
- dive
- balıklama atlamak
- dive
- cummak
- dive
- (suya) balıklama atlamak
- dive
- dalış
En son ne zaman dalış yaptın?
-When was the last time you dived?
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
-I want to dive off the cliff.
- dive
- {f} suya dal
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
-Tom watched Mary dive into the water.
Mayuko soğuk suya daldı.
-Mayuko dived into the cold water.
- dive
- {i} k.dili. batakhane. diving board atlama tahtası
- dive
- dive bomber bombardıman uçağı diving
- dive
- {i} hav. pike
- dive
- (fiil) dalmak, atlamak, dalış yapmak, pike yapmak; elini daldırmak; gömülmek; azalmak; düşmek
- dive
- suya atlamak
- dive
- {f} suya dalmak, dalmak
Related Terms
English - English
Definition of to cause to descend, dunk in English English dictionary
- dive
to cause to descend, dunk
Pronunciation
Resimler
History
Favorites