to cause to dance, or move nimbly or merrily about, or up and down; to dandle

listen to the pronunciation of to cause to dance, or move nimbly or merrily about, or up and down; to dandle
English - Turkish

Definition of to cause to dance, or move nimbly or merrily about, or up and down; to dandle in English Turkish dictionary

dance
{f} dans etmek

Tom istemediği sürece Mary ile dans etmek zorunda değildir. - Tom doesn't have to dance with Mary unless he wants to.

Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı. - No one did anything but dance.

dance
{i} dans

Benimle dans etmek ister misin? - Would you like to dance with me?

Jig, reel ve hornpipe en popüler İrlanda danslarıdır. - Jig, reel and hornpipe are the most popular irish dances.

dance
{i} balo

O, lise mezuniyet balosunda onunla dans etti. - She danced with him at the high school prom.

Tom lise balosunda Mary ve sadece diğer üç kız ile dans etti. - Tom danced with Mary and only three other girls at the high school prom.

dance
{f} dans ettirmek
dance
eğlence

Dans etmeni izlemek eğlenceli. - It's fun to watch you dance.

dance
dans etme

Tom Mary ile dans etmeliydi. - Tom should've danced with Mary.

Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum. - I don't like the sun, I prefer the rain and dance under it.

dance
(Tıp) Beyindeki bir lezyona bağlı olarak gelişen istemdışı düzensiz vücut hareketleri (Koredeki hareketler gibi)
dance
{f} oynatmak
dance
{i} danslı parti
dance
{i} oyun

O birçok halk oyunu biliyor. - He knows many folk dances.

dance
{f} oynamak
dance
dance in attendance birinin etrafında dört dönmek
dance
{i} dans, raks, oyun
dance
{i} dans müziği

O bir dans müziği plağı aldı. - She has bought a record of dance music.

dance
sıçramak
English - English
dance
to cause to dance, or move nimbly or merrily about, or up and down; to dandle

    Hyphenation

    to cause to dance, or move nim·bly or Mer·ri·ly about, or up and down; to dan·dle

    Pronunciation

Favorites