to cause to come into collision, so as to telescope

listen to the pronunciation of to cause to come into collision, so as to telescope
English - Turkish

Definition of to cause to come into collision, so as to telescope in English Turkish dictionary

telescope
{i} teleskop

Teleskopla gemiye baktı. - He looked at the ship through his telescope.

Bir teleskop kullanarak uzaktaki şeyleri görebiliriz. - We can see things in the distance using a telescope.

telescope
ezilip iç içe geçmek
telescope
iç içe geçirip kısaltmak
telescope
ezip iç içe geçirmek
telescope
iç içe geçerek kısalmak
telescope
{f} iç içe geç
telescope
içiçe geçirip kısaltmak
telescope
(fiil) iç içe geçmek
telescope
(Askeri) DÜRBÜN, TELESKOP: Uzaktaki şeyleri yaklaştırıp büyütmek için kullanılan iki veya daha çok mercekten ibaret optik bir alet. Buna kısaca "scope" da denir
telescope
birbirinin içine girmek
telescope
{i} dürbün

Çıplak gözle ya da dürbün ya da teleskop gibi herhangi bir aletle doğrudan doğruya güneşe bakmamalısın. - You should never look directly at the Sun with the naked eye or through any instrument such as binoculars or a telescope.

telescope
{i} teleskop, ırakgörür
telescope
reflecting telescope aynalı dürbün
telescope
teleskop,v.iç içe geç: n.teleskop
telescope
telescopy dürbün kullan
telescope
{f} (teleskopun elemanları gibi) iç içe geçmek; (bir elemanı) (başka bir elemanın) içine geçirmek
telescope
refracting telescope iki ucunda merceği olan teleskop
telescope
{f} iç içe geçmek
English - English
telescope
to cause to come into collision, so as to telescope
Favorites