to cause sudden destruction of

listen to the pronunciation of to cause sudden destruction of
English - Turkish

Definition of to cause sudden destruction of in English Turkish dictionary

blow
{f} kaçırmak (fırsat)
blow
(rüzgar) esmek
blow
çalınmak
blow
düşmek
blow
yanmak
blow
çabuk çabuk solumak
blow
sürüklemek
blow
(sigorta/vb.) atmak
blow
üf

Mumu üfleyip söndürme. - Don't blow out the candle.

Çocuklar kabarcıklar üflüyor. - The children are blowing bubbles.

blow
{f} uçurmak
blow
{f} uçurmak; uçmak: The wind has blown off the chimney cowl. Rüzgâr bacanın külahını uçurdu
blow
{i} yumruk

O yüzüme bir yumruk attı. - He dealt me a blow in the face.

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi. - Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

blow
{i} şanssızlık
blow
{f} su fışkırtmak (balina)
blow
{f} soluk soluğa kalmak
blow
{f} çarçur etmek (Argo)
blow
{i} şok

Bu beni hâlâ şok ediyor. - It still blows my mind.

blow
öttürmek
blow
{f} patlamak
English - English
blow

He blew the tires and the engine.

to cause sudden destruction of

    Hyphenation

    to cause sud·den de·struc·tion of

    Turkish pronunciation

    tı kôz sʌdın dîstrʌkşın ıv

    Pronunciation

    /tə ˈkôz ˈsədən dəsˈtrəksʜən əv/ /tə ˈkɔːz ˈsʌdən dɪsˈtrʌkʃən əv/
Favorites