to cause something to adhere closely to; to follow attentively

listen to the pronunciation of to cause something to adhere closely to; to follow attentively
English - Turkish

Definition of to cause something to adhere closely to; to follow attentively in English Turkish dictionary

glue
yapıştırmak

İki parçayı birlikte yapıştırmak zor olacak. - It'll be difficult to glue the two pieces together.

glue
{i} tutkal

Tom'un gözleri ekrana tutkallıydı. - Tom's eyes were glued to the screen.

Bazı mobilyalar tutkal ile monte edilir. - Some furniture is put together with glue.

glue
{i} zamk

Bu sıvı zamk yerine kullanılabilir. - This fluid can be substituted for glue.

glue
yapışıcı
glue
tutkal sürmek
glue
yapışkan
glue
yelim
glue
{f} tutkallamak
glue
{f} yapıştır

O, vazoyu uyduruk bir biçimde birlikte yapıştırdı. - He glued the vase together sloppily.

Onu birlikte geri yapıştırabileceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we can glue that back together?

glue
{f} dikkatini vermek
glue
tutkal gibi yapışkan madde
glue
{i} yapıştırıcı

Bu yapıştırıcı plastiğe yapışmaz. - This glue does not adhere to plastic.

glue
yapışkan glueynessyapışkanlık
glue
{f} zamklamak
glue
gluey tutkal gibi
glue
{f} yapışmak
glue
gluepotiçine ısıtılacak tutkal kabı konulan kaynar su kabı
English - English
glue

So as I lay on the ground with my ear glued close against the wall, who should march round the church but John Trenchard, Esquire, not treading delicately like King Agag, or spying, but just come on a voyage of discovery for himself.

to cause something to adhere closely to; to follow attentively

    Hyphenation

    to cause some·thing to ad·here close·ly to; to fol·low at·ten·tive·ly

    Pronunciation

Favorites