Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to cause (someone) to receive (money)

listen to the pronunciation of to cause (someone) to receive (money)
English - Turkish

Definition of to cause (someone) to receive (money) in English Turkish dictionary

earn
kazanmak

Onlar para kazanmak istiyorlardı. - They wanted to earn money.

O işten, ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır. - He earns over 500 dollars a month from that job.

earn
{f} para kazanmak

Çok para kazanmak için çok çalıştı. - He worked very hard to earn a lot of money.

Ne kadar para kazanmak istersin? - How much money do you want to earn?

earn
edinmek
earn
kazandır/kazan
earn
kazan

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

earn
{f} kazanmak; kazandırmak
earn
doğrultmak
earn
para kazandırmak
earn
kazanç elde etmek
earn
(Ticaret) (para) kazanmak
earn
{f} hak etmek
English - English
earn

My CD earns me six percent!.

to cause (someone) to receive (money)
Favorites