to carry or send out of a country

listen to the pronunciation of to carry or send out of a country
English - Turkish

Definition of to carry or send out of a country in English Turkish dictionary

export
dışarıya vermek
export
dışarıya aktarmak
export
(Bilgisayar) gönder
export
ihraç

Gizliden mal ihraç etmeye devam ettiler. - They continued to export goods secretly.

Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı. - Tom couldn't figure out how to export JPEG files.

export
ihraç etmek

Ne ihraç etmek istiyorsunuz? - What would you like to export?

Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık. - Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.

export
ihraç malı
export
ihracat yapmak
export
{f} ihraç et

ABD'nin Çin'e ihraç ettiği başlıca ürün soya fasülyesiydi. - The top U.S. export to China was soybeans.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir. - Australia exports a lot of wool.

export
{i} ihracat

Yurtdışı gıda ihracatları tarım dayanaklarından biridir. - Overseas food exports are one of the mainstays of agribusiness.

Silah ihracatı yasaklandı. - Arms export was prohibited.

export
ihraç etme

Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık. - Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir. - Australia exports a lot of wool.

export
{f} ihraç etmek, (malı) yurtdışına satmak; dışarıya mal göndermek, ihracat yapmak
export
{i} dışsatım
export
ihraç malı/ihracat
export
{f} dışarıya satmak
export
ihraç edilen
English - English
{v} export
to carry or send out of a country

    Hyphenation

    to car·ry or send out of a coun·try

    Turkish pronunciation

    tı käri ır send aut ıv ı kʌntri

    Pronunciation

    /tə ˈkarē ər ˈsend ˈout əv ə ˈkəntrē/ /tə ˈkæriː ɜr ˈsɛnd ˈaʊt əv ə ˈkʌntriː/
Favorites