Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
- It is easy to love, but hard to be loved.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- They say love is blind.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
- When poverty comes in at the door, love flies out the window.
Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur.
- There's nothing more expensive than love.
Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
- Her lover is a spy working for the British government.
Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
- The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Başkalarına yardım etmeyi severim.
- I love to help others.
Âşık olmak için çok gençsin.
- You are too young to be in love.
Kime aşık olmak istersin?
- Who would you like to fall in love with?
Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor.
- No one knows if he loves her or not.
Cennette sevmek için bekleyebilirim.
- I can wait to love in heaven.
You shall love the Lord your God with your whole heart, and your whole mind, and your whole soul; you shall love your neighbor as yourself. (Matt. 22:37-38).