to capture using a photographic camera

listen to the pronunciation of to capture using a photographic camera
English - Turkish

Definition of to capture using a photographic camera in English Turkish dictionary

take
almak

Otobüs yolcuları almak için durdu. - The bus stopped to take on passengers.

Tom'un işini yapacak birini almak zorunda kalacağım. - I will have to take on someone to do Tom's work.

take
{f} götürmek

25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım. - I've got to take my library books back before January 25th.

Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım. - I had to take Tom to the hospital.

take
{f} icap etmek
take
düşünce

what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.

Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek. - I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.

Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin. - Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.

take
{f} hissetmek
take
götür

Bu otobüs sizi müzeye götürecek. - This bus will take you to the museum.

Beni liderinize götürün. - Take me to your leader.

take
ahzetmek
take
kandırmak
take
çatmak
take
aşırmak
take
hasılat
take
gerektirmek
take
kazanmak

Tom, kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktır. - Tom is going to do whatever it takes to win.

Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak. - The important thing is not to win the game, but to take part in it.

take
(içine) almak
take
istemek
take
{f} yapmak

Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım. - Let's get out for a while to take a walk.

New York'a geri dönmek için kırmızı-göz uçuşu yapmaktan başka seçeneğim yok. - I have no choice but to take the red-eye back to New York.

take
{f} ölçmek

Ben senin ateşini ölçmek istiyorum. - I want to take your temperature.

take
{i} reaksiyon

Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir. - A chemical reaction takes place in one or more steps.

take
{f} tahammül etmek
take
{f} kaplamak
English - English
take

The photographer took a picture of our family.

to capture using a photographic camera

    Hyphenation

    to cap·ture us·ing a pho·to·gra·phic cam·er·a

    Turkish pronunciation

    tı käpçır yuzîng ı fōtıgräfîk kämrı

    Pronunciation

    /tə ˈkapʧər ˈyo͞ozəɴɢ ə ˌfōtəˈgrafək ˈkamrə/ /tə ˈkæpʧɜr ˈjuːzɪŋ ə ˌfoʊtəˈɡræfɪk ˈkæmrə/
Favorites