English - Turkish
Definition of to busy; to keep at work; to ply in English Turkish dictionary
- apply
- {f} uygulamak
Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
-If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
- apply
- {f} başvurmak
Başvurmak için bizzat gitmelisin.
-In order to apply, you have to go in person.
O işe başvurmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşmuyorum.
-I don't speak French well enough to apply for that job.
- apply
- {f} sürmek
- apply
- {f} uygun olmak
- apply
- (Kanun) uygulanmak
- apply
- {f} gitmek (birine)
- apply
- koymak
- apply
- kullanmak
- apply
- uygula
Yasa bu durumda uygulanmaz.
-The law doesn't apply to this case.
Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.
-The final value theorem does not apply if the system is not stable.
- apply
- özünü vermek
- apply
- etkili olmak
- apply
- tatbik etmek
- apply
- apply oneself to something kendini bir
- apply
- ait olmak
- apply
- ayırmak
- apply
- taalluk etmek
- apply
- hasretmek
- apply
- yaklaştırmak
Related Terms
English - English
Definition of to busy; to keep at work; to ply in English English dictionary
- apply
to busy; to keep at work; to ply
Pronunciation
Resimler
History
Favorites