to browse the internet

listen to the pronunciation of to browse the internet
English - Turkish

Definition of to browse the internet in English Turkish dictionary

surf
dalgalar üstünde tahta ile kıyıya doğru kaymak
surf
(fiil) sörf yapmak
surf
{f} sörf yap

Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi. - Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.

Tom sörf yapmaya düşkündür. - Tom is keen on surfing.

surf
kıyıda kırılan köpüklü dalgalar
surf
{i} köpüklü dalga
surf
dalga köpük
surf
{i} kıyıya vuran köpüklü dalgalar
surf
{i} kıyıya çarpıp çatlayan dalgalar
surf
{i} kıyıya çarpıp çatlayan dalgalarda oluşan beyaz köpükler
surf
{i} sörf

Bu plaj sörfçüler için bir cennet. - This beach is a paradise for surfers.

Sörf yapmaya bayılıyor. - He is really crazy about surfing.

surf
çatlayan dalgalar
surf
sörf yapmak

Sörf yapmaktan hoşlanmam. - I don't like surfing.

surf
dalga köpüğü
surf
{i} kıyıya çarpıp çatlayan dalgaların sesi
English - English
surf
to browse the internet

    Turkish pronunciation

    tı brauz dhi întırnet

    Pronunciation

    /tə ˈbrouz ᴛʜē ˈəntərˌnet/ /tə ˈbraʊz ðiː ˈɪntɜrˌnɛt/
Favorites