to bring to the grass or ground; to land; as, to grass a fish

listen to the pronunciation of to bring to the grass or ground; to land; as, to grass a fish
English - Turkish

Definition of to bring to the grass or ground; to land; as, to grass a fish in English Turkish dictionary

grass
çimenlik
grass
çimenli
grass
çim

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım. - As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.

Inek, uzun, yeşil çimenlerin arasında çok yavaş hareket ediyordu. - The cows were moving very slowly through the long green grass.

grass
esrar
grass
çimen

Güneşli bir günde, Tom çimende uzanmayı sever. - Tom loves to lie in the grass on a sunny day.

Ben kendimi çimenlerin üzerine attım. - I laid myself on the grass.

grass
otlak
grass
marihuana
grass
(İİ) ispiyoncu
grass
{f} çimenle kaplamak
grass
{f} yere sermek
grass
{f} çimlere yaymak
grass
(isim) ot, çim, çimen, çayır, otlak, esrar, marihuana
grass
(Nükleer Bilimler) çimlenme, gürültü
grass
{f} vurmak (kuş)
grass
{i} çimen; çim, ot
grass
{f} ot yemek
grass
{f} ele vermek
grass
spor yere düşürmek
grass
(Askeri) ÇİMEN: Radarda, özellikle devre gürültüsünden ileri gelen rastgele karışım. Karışımlar; radar ekranı baz hattında keskin ve yakın aralıklarla görülür
grass
{f} çim kaplamak
English - English
grass
to bring to the grass or ground; to land; as, to grass a fish
Favorites