English - Turkish
Definition of to bring down, mortify, subdue in English Turkish dictionary
- humble
- {s} alçakgönüllü
Bütün başarılarına rağmen oldukça alçakgönüllü bir adamdır.
-He's a quite humble man in spite of all he's achieved.
Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
-I'm the humblest person on this planet.
- humble
- aşağılamak
- humble
- gururunu kırmak
- humble
- tevazu
- humble
- önemsiz
- humble
- gösterişsiz
- humble
- fakir
- humble
- {f} aşağıla
- humble
- sıradan
- humble
- alçaltmak
- humble
- {s} alçak
Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
-I'm the humblest person on this planet.
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
-Please accept my humble apologies.
- humble
- {s} hakir, âciz
- humble
- alçak gönüllü
Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
-The humble man is getting along with his neighbors.
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
-Please accept my humble apologies.
- humble
- {s} nâçiz
- humble
- {f} kibrini kırmak, burnunu kırmak
- humble
- humble dwelling mütevazı ev
- humble
- {s} alçakgönüllü, mütevazı
- humble
- {s} basit
Related Terms
English - English
Definition of to bring down, mortify, subdue in English English dictionary
- {v} humble
to bring down, mortify, subdue
Hyphenation
to bring down, mortify, sub·duePronunciation
Resimler
Favorites