to bring disgrace upon someone or something; to shame

listen to the pronunciation of to bring disgrace upon someone or something; to shame
English - Turkish

Definition of to bring disgrace upon someone or something; to shame in English Turkish dictionary

dishonor
alçakça
dishonor
yüzkarası
dishonor
{i} rezalet
dishonor
{f} şerefini boz
dishonor
ödemeyiş
dishonor
tediyeyi reddetmek
dishonor
{f} leke sürmek
dishonor
ırzına tecavüz etmek
dishonor
{i} şerefsizlik

Şerefsizlikten önce ölüm! - Death before dishonor!

dishonor
{f} rezil etmek
dishonor
utanç leke
dishonor
namusuna leke sürmek
dishonor
{i} onursuzluk
dishonor
{i} alçaklık
dishonor
{f} lekelemek
dishonor
namussuzluk

Başkan Clinton herhangi bir namussuzluk eylemini reddetti. - President Clinton denied any dishonorable actions.

dishonor
(fiil) namusunu kirletmek, şerefini sarsmak, rezil etmek, lekelemek; sözünü tutmamak; leke sürmek, onursuzluk etmek
dishonor
şerefsiz

Şerefsizlikten önce ölüm! - Death before dishonor!

Şerefli ölmektense şerefsiz yaşamak daha iyidir. - Better to live dishonored than die proud.

dishonor
{f} onursuzluk etmek
dishonor
(isim) yüz karası, ayıp, şerefsizlik, onursuzluk
English - English
dishonor
dishonour
to bring disgrace upon someone or something; to shame
Favorites