to break ground; to continue working

listen to the pronunciation of to break ground; to continue working
English - Turkish

Definition of to break ground; to continue working in English Turkish dictionary

spend
{f} harcamak

Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor. - Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.

Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli. - Tom should know exactly how much money we have to spend.

spend
{f} (vakit) geçirmek
spend
{f} para harcamak

Para harcamak beni mutlu etmez ama bir şeyler almak eder. - Spending money doesn't make me happy, but buying things does.

Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli. - Tom should know exactly how much money we have to spend.

spend
{f} sperm dökmek (balık)
spend
{f} geçirmek (vakit)
spend
har vurup harman savurmak
spend
yemek

Şu çift güzel lokantalarda yemek yerken oldukça az para harcar. - That couple spends quite a bit of money eating at nice restaurants.

Tom bir yemek için bu kadar harcamak istemiyordu. - Tom didn't want to spend that much for a meal.

spend
bol bol vermek
spend
tüket/geçir/harca
spend
{f} (spent)
spend
geçirmek spending money harcanacak para
spend
tüketmek
spend
bitirmek
spend
geçirmek

Tom Boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi. - Tom didn't want to spend any more time than necessary in Boston.

Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin? - What time of year do you usually like to spend time on the beach?

spend
kaybetmek

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız. - We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.

spend
(pul) harcamak
spend
harca

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

spend
(fiil) harcamak, geçirmek (vakit), tüketmek, etkisini azaltmak, sarfetmek, para harcamak, sperm dökmek (balık)
spend
{f} etkisini azaltmak
spend
{f} harcamak, sarfetmek
English - English
spend
to break ground; to continue working
Favorites