to break a strand of (a rope)

listen to the pronunciation of to break a strand of (a rope)
English - Turkish

Definition of to break a strand of (a rope) in English Turkish dictionary

strand
zor durumda bırakmak
strand
kumsal
strand
{f} karaya otur

O, şehirde karaya oturmuştu. - She was stranded in the city.

Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin? - If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?

strand
tel

O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu. - He plucked one of his few strands of beard.

strand
karaya otur(mak)
strand
zor durumda kalmak
strand
karaya oturtmak
strand
kenar, kıyı, sahil, yalı, yalı boyu
strand
{i} boncuk dizisi
strand
{f} başarısızlığa uğramak
strand
{i} iplik
strand
{i} aşama
strand
kenar
strand
{f} bükmek (ip vb.)
strand
{i} halat bükümü
strand
{i} ip teli
strand
{i} halatın bir kolu; ipliğin bir teli
strand
{f} karaya oturmak
strand
vasıtasız kalmak
strand
halatın bi
English - English
strand