Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.
- Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.
O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
- She boasted of having won the first prize.
O, iyi yüzebilmesiyle övünür.
- He boasts that he can swim well.