Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
O konuda çok fazla övünme.
- Don't boast too much about that.
O, yetenekleri hakkında övündü.
- He boasted about his skills.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
- Tom boasts of never having been defeated in a horse race.