to boot one's self; to put on one's boots

listen to the pronunciation of to boot one's self; to put on one's boots
English - Turkish

Definition of to boot one's self; to put on one's boots in English Turkish dictionary

boot
{i} çizme

O, bir çift çizme aldı. - She bought a pair of boots.

Bu çizmeler Avustralya'dan. - These boots are from Australia.

boot
bot

Ben kayak botları satın almak istiyorum. - I want to buy ski boots.

Tom'un botlarında biraz çamur vardı. - There was some mud on Tom's boots.

boot
çarık
boot
(Otomotiv) kovan
boot
üstüne bir de
boot
işe yaramak
boot
sepetlemek
boot
potin
boot
{f} tep

Yağmur çizmelerimi giymeyi ve sokaktaki su birikintilerinde tepinmeyiı severim. - I like to put on my rain boots and stomp in the puddles in the street.

boot
{i} açış
boot
boottree çiz
boot
{f} önyükle
boot
(isim) bot, çizme; otel ayakkabı boyacısı; bagaj [aut.]; koruyucu tabaka
boot
arabanın bagajı
boot
işten çıkartma
boot
ayak ve bacağı sıkıştıran çizme benzeri işkence aleti
boot
{f} tepmek
boot
{f} bilgisayarın belleğine komutlar okutarak sistemi
English - English
boot