Şişeler tıpalanmıştı.
- The bottles were stopped with corks.
Şişe tıpalandı ve mahzende bir rafa konuldu.
- The bottle was corked and put on a shelf in the cellar.
Mantarı serbest bıraktı.
- He released the cork.
O şarabın içinde küçük bir mantar olduğuna inanıyorum.
- I believe there's a little cork in that wine.