to bind, fasten, or tie with a rope or cord; as, to rope a bale of goods

listen to the pronunciation of to bind, fasten, or tie with a rope or cord; as, to rope a bale of goods
English - Turkish

Definition of to bind, fasten, or tie with a rope or cord; as, to rope a bale of goods in English Turkish dictionary

rope
{i} halat

Tom bana halatları gösterecek. - Tom is going to show me the ropes.

Halat baskı altında kırıldı. - The rope broke under the strain.

rope
ip
rope
(Gıda) sünme
rope
{f} bağla

Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı. - Tom was tied with a yellow nylon rope.

Bu ip parçası ile Tom'u bağla. - Tie Tom up with this piece of rope.

rope
{i} kement

Sana kementleri göstereceğim. - I'll show you the ropes.

rope
dili kandırmak
rope
{i} içeceğin yapışkan oluşumu
rope
rope in k
rope
(Tekstil) halat, ip, sicim
rope
ip gibi dizilmiş şey
rope
{i} hareket özgürlüğü
rope
(isim) sicim, kement, urgan, ipe dizilmiş şeyler, dizi, hareket serbestliği, hareket özgürlüğü, içeceğin yapışkan oluşumu, halat, ip, ipe çekme (idam)
rope
{i} ipe çekme (idam)
rope
ip,v.bağla: n.ip
rope
{f} halatla bağlamak
rope
{i} hareket serbestliği
rope
{i} dizi
rope
{f} iple bağlamak
rope
(fiil) bağlamak, halatla bağlamak, kementle yakalamak, ip ip olmak (sıvı)
English - English
rope
to bind, fasten, or tie with a rope or cord; as, to rope a bale of goods
Favorites