to bewilder; to stupefy; to bring into a maze

listen to the pronunciation of to bewilder; to stupefy; to bring into a maze
English - Turkish

Definition of to bewilder; to stupefy; to bring into a maze in English Turkish dictionary

amaze
{f} şaşırtmak

Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez. - Tom never ceases to amaze me.

Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor. - Your compassion never ceases to amaze me.

amaze
{f} afallatmak
amaze
şaşkınlık uyandırmak
amaze
şaşkına çevirmek
amaze
hayret uyandırmak
amaze
hayrette bırakmak
amaze
hayrete düşürmek
amaze
şaşırt

Onun hafızası beni şaşırtıyor. - His memory amazes me.

Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi. - The circus amazed and delighted the children.

amaze
acayip amazingly şaşılacak surette
amaze
garip
amaze
hayret verici
amaze
{f} hayran bırakmak
amaze
amazing şaşırtıcı
amaze
amazement hayret
amaze
{f} hayret ettirmek
amaze
şaşkınlık

O şaşkınlık içinde baktı. - She looked in amazement.

Tom şaşkınlık içinde izledi. - Tom watched in amazement.

English - English
amaze
to bewilder; to stupefy; to bring into a maze
Favorites