Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to chat.
Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir.
- Tom is the one who wanted to get here early.
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
- I'm getting used to eating alone.
Helen yeterince yemek yemiyor ve zayıflıyor.
- Helen does not eat enough and she is getting thin.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı.
- It took me an hour and a half to get there by car.
Tom'u oradan çıkarmak zorundayız.
- We have to get Tom out of there.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
- We have to get Tom out of here.
Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
- I want to reach the hotel before it gets dark.
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
- Mother was busy getting ready for dinner.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
- You've got to get a steady job.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum.
- Now if you don't mind, I'd like to get started.
Get thee behind me.