to bestow, give, yield, admit, allow

listen to the pronunciation of to bestow, give, yield, admit, allow
English - Turkish

Definition of to bestow, give, yield, admit, allow in English Turkish dictionary

grant
{f} bağışlamak
grant
{i} bağış

Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz. - We must not take anything for granted.

grant
{i} hibe

Birkaç hibe mevcuttur. - Several grants are available.

Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi. - This study grant was given to me by the departmental council.

grant
{f} vermek
grant
{i} ödenek
grant
kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
{f} kabul etmek
grant
onaylamak
grant
varsaymak
grant
{f} ver

Lincoln kölelere özgürlük verdi. - Lincoln granted liberty to slaves.

Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek. - He'll be granted American citizenship.

grant
burs

Üniversite ona bir burs verdi. - The college granted him a scholarship.

grant
{f} burs vermek
grant
{i} feragatname
grant
terketmek
grant
(Avrupa Birliği) hibe, imtiyaz
grant
bağış,v.ver: n.burs
grant
{f} nasip etmek
grant
{f} 1. kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
farzetmek
English - English
{v} grant
to bestow, give, yield, admit, allow
Favorites