to besiege; to beset

listen to the pronunciation of to besiege; to beset
English - Turkish

Definition of to besiege; to beset in English Turkish dictionary

siege
kuşatma

Şehir kuşatma altında. - The city is under siege.

Verdun on haftalık bir kuşatmaya direnmişti. - Verdun had withstood a siege of ten weeks.

obsess
{f} saplantı haline gelmek
obsess
aklına takılmak
obsess
kafasına takılmak
obsess
hiç aklından çıkmamak
obsess
kafasında yer etmek
obsess
meşgul et
obsess
{f} -in aklına takılmak, -in kafasına takılmak
obsess
musallat olmak
obsess
{f} tedirgin etmek
obsess
{f} zihnine saplamak
obsess
sürekli endişe
obsess
obsession kafayı meşgul eden düşünce
obsess
sabit fikir

Sanırım Tom sabit fikirli. - I think Tom is obsessive.

İnsanlar seni hiç sabit fikirli olarak suçlar mı? - Do people ever accuse you of being obsessive?

siege
{i} çevresini sarma
siege
{i} ele geçirmeye uğraşma
siege
(isim) kuşatma, çevresini sarma, ele geçirmeye uğraşma, hastalık devresi, tezgâh (iş)
siege
ikamet yeri
English - English
obsess
siege
to besiege; to beset
Favorites