to besiege; to beset

listen to the pronunciation of to besiege; to beset
English - Turkish

Definition of to besiege; to beset in English Turkish dictionary

siege
kuşatma

Kale kuşatma altında. - The fortress is under siege.

Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler. - During the siege, zoo animals regularly ended up on restaurant menus.

obsess
{f} saplantı haline gelmek
obsess
aklına takılmak
obsess
kafasına takılmak
obsess
hiç aklından çıkmamak
obsess
kafasında yer etmek
obsess
meşgul et
obsess
{f} -in aklına takılmak, -in kafasına takılmak
obsess
musallat olmak
obsess
{f} tedirgin etmek
obsess
{f} zihnine saplamak
obsess
sürekli endişe
obsess
obsession kafayı meşgul eden düşünce
obsess
sabit fikir

İnsanlar seni hiç sabit fikirli olarak suçlar mı? - Do people ever accuse you of being obsessive?

Sanırım Tom sabit fikirli. - I think Tom is obsessive.

siege
{i} çevresini sarma
siege
{i} ele geçirmeye uğraşma
siege
(isim) kuşatma, çevresini sarma, ele geçirmeye uğraşma, hastalık devresi, tezgâh (iş)
siege
ikamet yeri
English - English
obsess
siege
to besiege; to beset
Favorites