Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.
- Really? I thought she'd be the last person to get married.
Tom'la evlenmeye karar verdi.
- She decided to get married to Tom.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Onlar yarın evlenmek niyetindeler.
- They intend to get married tomorrow.