to become angry

listen to the pronunciation of to become angry
English - Turkish
nevri dönmek
anger
{f} kızdırmak

Seni kızdırmak istemiyorum. - I don't wish to anger you.

anger
öfke

Yüzü öfkeden kıpkırmızıydı. - Her face was bright red with anger.

O artık öfkesini tutamadı. - He could no longer contain his anger.

anger
hiddet
anger
{i} kızgınlık

Sevgi kızgınlıktan iyidir. Umut korkudan iyidir. - Love is better than anger. Hope is better than fear.

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi. - Anger deprived him of his reason.

anger
{f} sinirlendirmek
anger
{i} dargınlık
anger
öfkelendir
anger
{i} hırs
anger
{f} öfkelendirmek
anger
{f} kızdır

Seni kızdırmak istemiyorum. - I don't wish to anger you.

Onu kızdırmamaya çalış. - Try not to anger him.

anger
dargınlık darıltmak
anger
(fiil) kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, darıltmak
anger
{i} kızma

Kızmak için nedenin yok. - You have no cause for anger.

become angry
sinirlenmek
become angry
nevri dönmek
English - English
anger

You anger too easily.

lose one's rag

Come on, everyone loses their rag occasionally. It can’t be that bad. ’.

get cross

When they find them making a mistake, sometimes they get cross with them, and sometimes they encourage them more gently.

to become angry

    Hyphenation

    to be·come an·gry

    Turkish pronunciation

    tı bîkʌm änggri

    Pronunciation

    /tə bəˈkəm ˈaɴɢgrē/ /tə bɪˈkʌm ˈæŋɡriː/
Favorites