Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
Bütün bu yaygara ne için?
- What is all the fuss about?
Oldukça telaşlısın, değil mi?
- You're quite fussy, aren't you?
Tom telaşlı, değil mi?
- Tom's fussy, isn't he?
His grandmother will never quit fussing over his vegetarianism.