Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.
- Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.
O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.
- That evening I left my tip under a coffee cup, which I left upside down on the table.
O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
Kutuyu ters koymamaya dikkat et.
- Take care not to turn the box upside down.
O, tabloyu ters çevirdi.
- He turned the table upside down.
Depremden sonra Tom'un dünyası altüst oldu.
- After the earthquake, Tom's world turned upside down.
Benim uyku alışkanlıklarım olimpiyatlar nedeniyle altüst edildi.
- My sleeping patterns have been turned upside down due to the Olympics.
The thief had turned the room upside down.
The Union flag was flying upside down, a sign of danger.
He's upside down on his mortgage.
Would you like some of my upside down cake?.
... to fix them upside down tax code that gives ...