Ben düşmanlarımı kendilerini asmaktan asla engellemem.
- I never prevent my enemies from hanging themselves.
Tom ceketini asmak için dolabı açtı.
- Tom opened the closet to hang up his coat.
Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
- There was a lamp hanging above the table.
Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.
- Tom was the one who gave me the painting that's hanging above my fireplace.
Anlamıyorum. Niye her zaman onunla takılıyorsun?
- I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
Her zaman Tom'la niye takıldığını anlamıyorum.
- I don't understand why you hang out with Tom all the time.