Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Otobüse binmek için bir bilet almalısın.
- You must buy a ticket to get on the bus.
Bir sonraki uçağa binmek mümkün mü?
- Is it possible to get on the next flight?
Bu trene binmek zorundayım.
- I've got to get on this train.
O trene binmek zorundayım.
- I have to get on that train.
Otobüse burada bineriz ve ineriz.
- We get on and off the bus here.
Hadi otobüse binelim.
- Let's get on the bus.
She's getting on very well at school.
a successful enterprise.
... have been successful. ...
... And those of us who've been successful, ...