Onlara ne demek istediğini söyle.
- Tell them what you mean.
Patronun sana saldırsa ve defolup gitmeni söylese bile, sen demek istediğini anlatmalısın.
- Even if you boss attacks you and tells you to go away, you should make your point.
Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.
- It would be unethical for me to tell you about Tom's medical problems.
Tom Mary'ye hayat hikayesini anlatmak istemedi.
- Tom didn't want to tell Mary his life story.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
- I want to tell you something important.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
- Can you please tell me what time the train leaves?
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything that you want to know.
Tom bilmek istediğini sana söylemez.
- Tom won't tell you what you want to know.
Ne zaman geleceğini tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling when they will come.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what will happen.
Cherry looks old, Mergenthaler told himself. His age is telling. Querulous — that's the word. He's become a whining, querulous old man absorbed with trivialities.
... last year, it was revealed that they'd been building a secret nuclear facility in Qom ...
... that there was widespread indignation, from all sides, when it was revealed that employers ...