We inhabited Istanbul for a long time.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Hayvanlar ormanda yaşar.
- Animals inhabit the forest.
Yerliler bu bölgede yaşadılar.
- Indians inhabited this district.