Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt them.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt him.
Bu sabah sol gözümde bir ağrı vardı fakat şimdi daha az ağrılı.
- This morning I had a pain in my left eye, but it is less painful now.
O, beş yıllık ağrılı kanser tedavisi boyunca cesaretini kaybetmedi.
- Throughout the five years of painful cancer treatments, he managed to keep a stiff upper lip.
O yaralı! Ambulans çağır!
- He's hurt! Call an ambulance!
Yaralı olmadığına memnun oldum.
- I'm glad you weren't hurt.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt him.
Senin kalbini kırmak istemiyorum.
- I don't want to hurt you.
Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
- These are the most painful memories I have of my childhood.
O gerçekten yorucu görünüyor.
- That looks really painful.
O gerçekten zahmetli görünüyor.
- That looks really painful.
Çok eziyetli. Onu durdurun!
- It's so painful. Stop it!
O, acı verecek şekilde zayıftı.
- He was painfully thin.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
- She was painfully skinny.
Umarım çok üzücü değildi.
- I hope it wasn't too painful.
Bu can sıkıcı olmalı.
- That's got to be painful.
Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
... That's painful. ...
... The most pernicious and painful problem. ...