Polis o gün nöbetçiydi.
- The policeman was on duty on that day.
üniversite hayatım boyunca fakülte başkanlığı gibi görevlerde bulundum.
Şimdi görev başında olmam gerekiyor.
- I'm supposed to be on duty now.
Polislerin görev başında içmelerine izin verilmez.
- The police aren't allowed to drink on duty.
Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi.
- The guard was on duty all night.
Bu pazar görevde olacağım.
- I'll be on duty this Sunday.
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Görevli cankurtaran yok.
- There's no lifeguard on duty.
... radio, it is your job and it is your duty as young people ...