to be obliged

listen to the pronunciation of to be obliged
English - Turkish

Definition of to be obliged in English Turkish dictionary

obliged
zorunlu

14 yaşından itibaren Hollanda'da kimlik taşımak zorunluluğu vardır. - From the age of 14 one is obliged to carry ID in Holland.

Hayır, zorunlu değilsin. - No, you're not obliged.

obliged
minnettar

Beni kasabaya kadar götürebilirsen çok minnettar olurum. - I'd be much obliged if you could give me a lift into town.

Ben nezaketin için sana çok minnettarım. - I am much obliged to you for your kindness.

must
{f} meli
must
küf kokusu
must
Gitmiş olacak
must
şıra/zorunluluk
must
küflülük
be obliged
memnun olmak
be obliged
mahkum olmak
be obliged
minnet duymak
must
zorunluk
obliged
borçlu
obliged
(Kanun) mükellef
obliged
mahküm olmak
obliged
zorlanan
obliged
zorlanmış
must
(tahmin belirtir) -meli
must
(zorunluluk/gereklilik belirtir) -meli
must
-malı
obliged
{f} zorla

Kate kitap okumaya zorlandı. - Kate was obliged to read the book.

must
sıra; üzüm sırası
to be obliged to
zorunda kalmak
be obliged
minnettar olmak
be obliged
memnun olmak: I'd be obliged if you'd come early. Erken gelirsen memnun olurum
be obliged
müteşekkir olmak
must
He must go
must
yapılması gereken şey

Tom'a yapılması gereken şeyi nasıl yapacağı gösterilmeli. - Tom must be shown how to do what needs to be done.

must
kızmış kızgınlık
must
(isim) malı
must
gerekli şey
must
(İnşaat) -meli, -malı
must
He must have gone
must
dili şart
to be obliged

    Hyphenation

    to be o·bliged

    Turkish pronunciation

    tı bi ıblaycd

    Pronunciation

    /tə bē əˈblīʤd/ /tə biː əˈblaɪʤd/
Favorites