İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Bir tayfun geçer geçmez ardından bir sonraki yaklaşır.
- No sooner has one typhoon passed than the next one approaches.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
- I bought a watch and I lost it the next day.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Heisei, Showa döneminden hemen sonradır.
- Heisei is next after the Showa era.
Onu hemen sonra söyleyecektim.
- I was going to say that next.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.
- I think we get off at the next stop.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
- I'll try not to disappoint you next time.
Tom Mary'ye bir dahaki sefer ne yapması gerektiğini sordu.
- Tom asked Mary what he should do next.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.
- Tom thought he heard some voices in the next room.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Bundan sonra ne olacağını biliyorum.
- I know what happens next.
Lütfen bundan sonra ne yapmam gerektiğini bana söyler misiniz?
- Would you please tell me what I should do next?
İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Nobody knows what will happen next.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.
- She will have a baby next month.
Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.
- He will have lived here for ten years by the end of next month.
Tom otobüste Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary on the bus.
Senin yanına oturabilir miyim?
- May I sit next to you?
Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
- The music coming from next door was loud and annoying.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.
The party is next Tuesday; that is, not this Tuesday, but nine days from now.
When we next meet, you'll be married.
I'll know better next time.
Next, we stripped off the old paint.
... you, I'm going to. And the next question is for you. So if you ...
... insist that next time I come and visit them. ...