to be larger, greater or better than (something)

listen to the pronunciation of to be larger, greater or better than (something)
English - Turkish

Definition of to be larger, greater or better than (something) in English Turkish dictionary

exceed
aşmak
exceed
{f} sınırı aşmak
exceed
{f} aşırıya kaçmak
exceed
{f} ileri gitmek
exceed
{f} haddini aşmak
exceed
(Ticaret) geçme
exceed
(Ticaret) aşma

Hız sınırını asla aşmadık. - We never exceed the speed limit.

Hız sınırını aşmayın. - Don't exceed the speed limit.

exceed
geçmek
exceed
geç

Sıcaklık gölgede 30 dereceyi geçiyor. - The temperature exceeds 30 degrees in the shade.

Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor. - My annual income exceeds five million yen.

exceed
ik see you
exceed
exceedingly fazlasıyla
exceed
(Mukavele) geçmek, aşmak; üstün olmak; haddini aşmak
exceed
fevkalâde
exceed

Yumurta atmak yumurtalar tarafından yapılan hasar 400 doları aşarsa bir suçtur. - Throwing eggs is a felony if the damage done by the eggs exceeds 400$.

O, soğuğa aşırı duyarlıdır. - She is exceedingly sensitive to the cold.

exceed
ziyadesiyle
exceed
exceeding olağanüstü
exceed
ifrata kaçmak
English - English
exceed
to be larger, greater or better than (something)
Favorites