O haber raporu gerçeklerle tutarsız.
- That news report is inconsistent with the facts.
Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile tutarsız.
- What he said yesterday is inconsistent with what he said last week.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
- When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
Tom çapraz ateşe yakalandı.
- Tom was caught in the crossfire.
Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
- When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu.
- A truck stopped crosswise in the middle of the road.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
- When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.