to be in opposition; to be contradictory

listen to the pronunciation of to be in opposition; to be contradictory
English - Turkish

Definition of to be in opposition; to be contradictory in English Turkish dictionary

conflict
çatışma,v.ters düş: n.çelişki
conflict
{f} tutmamak
conflict
uyuşmazlık

O her zaman biriyle uyuşmazlık içinde gibi görünüyor. - He seems to be always in conflict with someone.

conflict
{i} fikir ayrılığı
conflict
harp
conflict
çatışkı
conflict
aykırılık
conflict
çakışma
conflict
çatışma

O babası ile çatışma içinde. - She is in conflict with her father.

Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir. - This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.

conflict
çatışmak
to be in
olmak

İlerde ne olmak istiyorsun? - What do you want to be in the future?

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

conflict
(Tıp) Psikiyatride iki adet uyumsu ve birbirine zıt arzunun veya duygunun bilinç altında mevcut olması
conflict
{i} ruhb. çatışma
conflict
{i} kavga
conflict
{i} anlaşmazlık

Bir anlaşmazlık görmüyorum. - I don't see a conflict.

Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır. - There is a great conflict between religion and science.

conflict
conflict of laws kanunş ihtilaf
conflict
{i} uyuşmazlık, anlaşmazlık, ihtilaf
conflict
(fiil) çekişmek, anlaşmazlığa düşmek, savaşmak, bağdaşmamak, tutmamak
conflict
çelişmek
English - English
conflict