Tom, beni arzu ettiğim şeyi yapmaktan alıkoydu.
- Tom stopped me from doing what I wanted to do.
Onu getirmeni arzu ediyorum.
- I want you to bring her.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
İhtiyaç duyduğun yardımı almanı istiyorum.
- I want you to get the help that you need.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Kalmak istemek yanlış mı?
- Is it wrong to want to stay?
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
The mowing-machine always wanted oiling. Barnet turned it under Jacob's window, and it creaked—creaked, and rattled across the lawn and creaked again.