to be in great fear, fear, stand in awe

listen to the pronunciation of to be in great fear, fear, stand in awe
English - Turkish

Definition of to be in great fear, fear, stand in awe in English Turkish dictionary

dread
{i} dehşet

Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir. - The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.

dread
{f} korkmak
dread
yılmak
dread
çok korkmak
dread
{i} ürkütücü şey
dread
korku nedeni
dread
korku

Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor. - My little brother says that he had a dreadful dream last night.

Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum. - This is the first time I've seen such a dreadful movie.

dread
{f} korkuyla bekle
to be in
olmak

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

İlerde ne olmak istiyorsun? - What do you want to be in the future?

dread
korku hissetmek
dread
kötü
dread
{f} korkuyla beklemek
dread
sevmemek
dread
{f} ürkmek
dread
v.kork: n.korku
dread
korku hissi
dread
(fiil) korkmak, ödü kopmak, ürkmek; korkuyla beklemek; çekinmek
dread
{f} çekinmek
dread
huşu
dread
berbat

Bu sabah hava berbat. - This morning the weather is dreadful.

English - English
{v} dread
to be in great fear, fear, stand in awe
Favorites